Ask, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ates olup yakar, bazen deniz olup bogar. Sultan olur ülke yönetir, sarap olur sarhos eder. At olup kosar, kus olup ucar. Hazine olur viran gönüllerde saklanir, kimya olur hakir topraklari altina dönüstürür. Sir olur saklanir, gonca olur acilir. Gül bahcesi olur kokusuyla asiklari mest eder, günes olur asiklarinin ümit meyvelerini olgunlastirir.
Ask olunca gönüller birlesir, ask olunca kiyamet koparcasina hareketlilik olur. Ask olunca simsekler cakar, rahmetler yagar. Alemler kiyama kalkarsa asktandir. Hastalarin sifa bulmasi asktandir. Ask ile döner gökler, ask ile durur kainat. Ask, Mecnundan Leylaya bir feryat, Mansurdan dara bir sir, gözden kalbe bir yoldur.
Velhasil, klasik edebiyatimizda ask her seydir, her sey de asktir. Bütün bu sayilanlar divan edebiyatina bir ask edebiyati dememiz icin kafidir...